![]() |
![]() |
#1 |
Yönetici
Üyelik tarihi: Jun 2007
İletiler: 2,177
|
![]()
Nuh’un gemisi Cudi’de
6 Ocak 2009 Bülent SARIOĞLU ANKARA Meclis’te kurulan Zeytin ve Zeytinyağı Sorunlarını Araştırma Komisyonu raporunda Nuh’un gemisinin Cudi’de olabileceği belirtildi. Raporda "Beyaz güvercin Nuh’un gemisine zeytin dalı ile dönmüştür. Cudi ve Gabar dağlarında yabani zeytin ağaçlarının olması geminin Ağrı Dağı’na değil Cudi Dağı’na konduğu rivayetini güçlendirmektedir" denildi. NUH’un gemisinin Ağrı Dağı’nda mı yoksa Cudi Dağı’nda mı olduğu konusunda yıllardır tarihçileri ve araştırmacıları bölen tartışmaya TBMM Zeytin ve Zeytinyağı Sorunlarını Araştırma Komisyonu da katıldı. Meclis’te geçen yıl kurulan araştırma komisyonunun raporunda tarihi tartışma şöyle işlendi: Ağrı Dağı’nda değil "Beyaz bir güvercinin Nuh’un gemisine tufan sonrası canlılık belirtisi olarak, ağzında zeytin dalı ile dönmesi nedeniyle, zeytin yüzyıllardır barışın simgesi kabul edilir. Deniz seviyesinden bin metre yükseklikte zeytin ağacı bulunması, Cudi ve Gabar dağlarında bol miktarda yabani zeytin ağaçlarının olması, Nuh’un gemisinin Ağrı Dağı’na değil Cudi Dağı’na konduğu rivayetini oldukça güçlendirmektedir." Ağrı Milletvekili Yaşar Eryılmaz, "Raporu okuduğumda bu bana fantezi bir yaklaşım olarak gelmişti. Tarihi bilgi ve belgelerle uyuşmayan bir tespit. Sadece öyle değerlendirip geçtim, üzerinde durmadım. Yok sayabileceğim bir yaklaşım" dedi. Uğur: Doğruladılar Komisyonun başkanlığını yapan AKP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Edip Uğur ise konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Ağrı’da zeytin ağacı yok. O zaman Cudi olabilir. Uzmanların görüşü de bunu destekliyordu. Bu, zeytinin anavatanının Güneydoğu bölgemiz olduğunu, oradan dünyaya yayıldığını gösterir." Nuh’un gemisinin yeri, geçen yasama döneminde de Meclis’te tartışma konusu olmuştu. Dönemin TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı Yahya Akman, komisyona gelen başvurular üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın inceleme yapmasını isteyerek, "Kuran’da bile Cudi Dağı adres gösteriliyor" demişti. Akman’ın sözünü ettiği Hud Suresi’nin 44. ayeti şöyle: "Ey yeryüzü! Yut suyunu. Ey gök! Tut suyunu’ denildi. Su çekildi, iş bitirildi. Gemi de Cudi’ye oturdu ve ’Zalimler topluluğu Allah’ın rahmetinden uzak olsun!’ denildi."
__________________
Türküz,Türkçüyüz,Atatürkçüyüz!
|
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Member
Üyelik tarihi: Nov 2008
İletiler: 38
|
![]()
Bu varsıyımlar kutsal kitaplara göre yapılıyor.Tevratta Ararat,Kur an da ise Cudi olarak geçiyor.Bence Nuh un gemisinin bu adlarla adlandırılmış daglarda değil de,bu adların anlamını veren yerlerde aramak gerekjir.Mesela Araratın anlamı nedir?
Tevratta geçen araratın anlamı:Sıra daglar ve büyük krallık ülkesi Kur anda geçen Cudi nin anlamı:Büyük cömertlik Bu bilgilerle yer tespiti yapmadan önce,Tufanın nerede son buldugunu bilmemiz gerekir.Yani,en son kurumaya başlamış büyük su kütleleri neredeydi?Bundan uzun zamanlar önce İç Asyada yani Taklamakan ve Gobi çölleri üzerinde büyük denizlerin oldugu ve zamanla kurudugu biliniyor.12 bin yıl öncesinde buzul çağı son bulmuş ve büyük buz kütleleri hızla erimeye başlamış,netice de yer yüzünde su hakim olmuştu.Orta asyada ki büyük iç denizlerin varlığı,Tufanın buralarda son bulduguna işaret olabilir.Eger Gobi ve Taklamakan çölleri eskiden denizdilerse,bu iki yerin arasına Uygur ülkesi düşer.Eger böyle bir ihtimal varsa,bakılması gereken ikinci şey ise bu ülkede sıra dagların var olup olmadıgıdır.Bildiğim kadarıyla Tanrı Dagları,sıra daglardır.Bu daglar batıdan doğuya uzanarak Uygur ülkesine kadar varır.Bu nokta da Uygurların Kutlu Dag dedikleri,yüksekte konuçlanmış bir kaya parçası vardı.Bu kaya parçası,Uygurların birlik ve dirliğini bozmak için Çinliler tarafından uzunca süren bir çalışmadan sonra parçalanmıştır ...Yani artık böyle bir dag parçası yoktur. Sonuç olarak,madem konular varsıyımsal degerlendiriliyor ve temel olarak sadece kutsal kitaplar gösteriliyorsa,bende bu kitaplarda geçen adların anlamlarına göre düşünür ve Nuh un gemisinin çöktüğü yeri Kutlu Dag olarak gösteririm.Çünkü Ne Cudide,nede Araratta böyle bir buluntu ,kalıntı yok.Kutlu dagda parçalandıgına göre,böyle bir arayışın sonucuda yoktur.Eger varsıyımsal düşünerek tarihi yazmaya kalkarsak,yaşanmış bazı gerçekleri bile yanlış anlatma durumuna düşebiliriz.Kesin buluntu olmadan,şurda şıu oldu,burda bu oldu dememiz bence sakıncalı. |
![]() |
![]() |
![]() |
Seçenekler | |
Tarz | |
|
|